Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce

Keşke kelimelerin gücü yerine, taşların sırrına inanabilseydim ben de.

Sözlerin sihrine dalmak yerine, taşların özelliklerini ruhsal durumuma göre kullanabilseydim, büyük bir hevesle?

Olmazlarım değil; Elmas?larım olurdu belki de, Firuze ,Yeşim, Zümrüt,Safir, Ametist, Akik, Mercan, Opal,Topaz, İnci,Kaplan Gözü v.s ?  Oysa hep diş taşım oldu benim.

Hücre yenileyen, ağrı gideren, taşlara inanmak  yerine,  Mihenk Taşı diyebileceğim nice kitaplarla, kim bilir kaç inanç çürüttüm ben.

Hiç bir kolyeyi boynuma takıp da, vücudumda bir  Aura oluşturacağına, böylelikle elektronik araçların yaydığı; radyasyonlardan korunacağıma, inanmadım nedense… -Devamı »

Bir asi ruha, isyankar düşünce yakıştırılır.

Eleştirel bakışa, kışkırtıcı söz,

sorgulayan zihine, zorlayan dil.

Devrimci düşe, direnç gösteren irade…

Kırmızı çizgidedir bunlar,

yani  tehlikelidir.

Nedense;

niçini araştırır.

Eylemse; gayeyi anlamaya çalışır.

 En küçük ayrıntıyı bile önemser,

hemen herşeyi, dayandırmak ister,

tesadüfe mahal bırakmaz.

Mutlaka yeter sebep ilkesi arar,

gözlemle yetinmez,

bilgiyi ,gerekçelendirmeyi ilke edinir.

Derken, anlaşılırsa; bilim adamı olur,feylozof olur.

destekçi bulursa alim olur,kahraman olur.

Anlaşılmazsa; deli olur, kafir olur.

Destekçi bulmazsa; maskot olur, soytarı olur…

-Devamı »

Doğru okuyorsunuz, hayır demenin dayanılmaz hafifliğini yaşıyoruz.

Biz hayır dedik bu yüzden içimiz son derece rahat.

Her nekadar kurunun yanında biz de  yansak da, beğenmedik

eleştirdik ama izin vermediniz deme özgürlüğümüz var böylece.

Ne bir parti, ne de bir fraksiyon etkisi…

Kişisel tercihle hayır dedik size.

Ne Türk toplumunun aptallığıyla ilgili Aziz Nesin ‘ i referans göstereceğiz,

ne de, Kıta Avrupası’ na ilahi tebliğmiş gibi, selam vereceğiz.

Kıta Avrupasından kasıt, elbetteki  bazen ;Pensilvanya bazen okyanus ötesi olarak zikredilen Amerika.

Ne Kırık Testi ‘miz var bizim , ne de Haliç de yaşayan Simonlar’ımız,

ne Dokuz Işık bağlar bizi,

ne de şimdi anlamında zedelenmeler olan Altı Ok.

“Bir gemiciğimiz bile yok anlıyor musunuz?”

Yoksa bu tufanda kalırmıydık hiç. -Devamı »

Kendinedir insanın önce mücadelesi,

kendinden terk birine Barışı anlatmak ne zor…

Bazen şah bazen mat da olsa,

aslında kendinden çıkıp, kendine varır  her hamlesi…

İnsan eksiklerini sorun etmeden,

yokluğu manevi hazlarla giderebilir mi ?

Ya da tam tersi, varlığı böbürlenmeden hazmedip

paylaşımdan yana olabilir mi? -Devamı »

Gözlerimde buzdağı, ağzımda tuz tadı ;

yerin yedi kat altından, kendi harflerime tutuna tutuna, yukarı doğru

tırmanıyorum.

Dibe vurdum sanmayın, akıntıya bıraktım kendimi…

Dalgalarla boğuşmak değil de , içten dışa vurmak ağır geliyor bana?

Kaç nefes daha noksan, o sabahtan bu sabaha, kaç karış daha var varışa bilemiyorum.

günün gizlenmiş yörüngesinden sesleniyorum.

düşler hayıra yorulmaktan yorulmakda,

düşünceler semahta… 

Susuyorum.

Uzun uzun sözcükler biriktiriyorum.

 Yazmak ve yazmamak adına ?

“Dilek tut  içinden,  daha çok yıldız var?”

“Kötü gün yaşama sakın, bir bak etrafına kaç DOST var?” -Devamı »