Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce

aradigin sensinnn

Yaşamımızda tecrübe diye adlandırdığımız zorunlu derslerinin yegane konusu çoğunlukla kendimizi oluşturma  çabasından geçer.

Ki semavi dinlerin  ve  seküler dinlerin  de farklı-farklı yığınla yaklaşımlarının olmasına rağmen buluştuğu öğe insanın kendini gerçekleştirmesidir.

“Çok bilen çok yanılır” derler ya eskiler aslında bildiğimizi sanarak yanılgımızı acı da olsa yaşayarak  öğreniyoruz.

Acı ne kadar öğretici olsa da bilgiyle ilgisi yok. Bir konuda ne kadar cahil olursak  olalım  acıyı bilmiyoruz diyemiyoruz.

Acı insan olmada insanı anlamada önemli ortak payda oluyor işte bu yüzden.

Diğerleri ise; isterseniz adına bilim deyin, isterse ilim deyin hiç fark etmez,biraz olsun üstüne eğildiklerimizden.

Kim ne derse desin?

Kutsalı ne olursa olsun…

Aslında İnsan olmayı öğütleyen bir duanın paradoks birer öznesiyiz hepimiz.

Rüzgarın seyrine göre seyretmek tercih nedeni ise nesneleşmek kaderimiz.

Kendimiz olmayı seçmede enerji kaynağımız  hırsımızdır ama  azime dönüşmediği takdir de

kontrolsüz bir hızla seyir halinde bir araçtan farksızız demektir.

Bu yüzden ayarsız hırs  zamanımızdan çalan  hırsızdır.

Çalışmak! Çalışmak! Çalışmak!

Kendinden en iyi kaçma politikası,en kamuflaj hırstır.

Beklemek… Beklemek… Beklemek …

En pasif hırs öylesine beklemektir aslında…

Yalnız kalmamak için ayna karşısına oturmaya benziyor bu da ? -Devamı »