Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce

GüllerinSavaşı” başrollerini Michel Douglas ile Catrine Turner’in oynadığı yıllar önce seyrettiğimiz bir filmdi.Şimdi ise dünya bizdeki Gül’lerin savaşını izliyor,konuşuyor.Uzun yıllardır siyasetin değişik yerlerinde yer alan Abdullah Gül siyasetin en yüksek mertebesine erdi.Başka bir değişle ;önce parti dışında sonra da partinin içinde yer alan tüm zorluklara rağmen savaşın galibi Gül.

Ülkemizi yüksek medeniyete taşıyacak erkte olmasını dileriz ve tarafsızlık ilkesini hiç bir zaman kaybetmemesini bekleriz elbette.Muhazafakar kökenli olmasıyla,ve Batı’da aldığı eğitimle tam da ‘modernizm’e uygun bir cumhurbaşkanımız oldu bence.Hükümetin düşüncesiyle parelel değil demokrasiyle parelel kararlar almasını görebiliriz umarım. -Devamı »

Değişim hayatın her kertesinde gerçekleşebiliyor.Öyle ki etkiye tepki değil tepkiye etki doğurabiliyor. Tepkiye etkiyi olarak nitelendirmek haksız bir yorum olabilir aslında. Çünkü aynı zamanda reaksiyon da denilen tepki dediğin nedir ki? kendini iten veya sıkıştıran başka bir cisme gösterdiği karşı etki…

Herhangi bir etkiye cevap olarak doğan, genellikle olumsuz söz veya davranışken tepki nasıl olur ki olumlu tepki. Yok yok durun durun daha ilk cümlelerden tepkiye etki geri tepti zannetmeyin.Bu yazı hakkında olumlu tepkiler almalıyım bu durumda hangisi etki hangisi tepki ooff karıştı galiba… Şimdi bu yazı tepki,okuyucuların yorumları ise etki…Ne fark eder demeyin sakın tepkiye etki durumu çok önemli. Bundan kötüsü ise nötr kalma siyasi olma daha bilimsel bir dille eylemsizlik ilkesi gerçi tepkisizlik de bir tepki? -Devamı »

Medyanın siyasi hegomonya kurulmasında ne  kadar rol  oynadığını ve egemen siyasi  gücün çıkarlarına hizmet eden yorumların yeniden üretilerek neyin hedeflendiğini görmek açısından Emin Çölaşan?ın 22 yıl hizmet verdiği Hürriyet gazetesinden bir günde açığa alınmasına bakmak son derece anlamlı olacaktır. Medyanın toplumsal sınıflar  arasında gittikçe uzlaştırmak yerine uysallaştıran yaklaşımı yetmiyormuş gibi söyleyecek sözü olanları susturması gerçekleşen hegomonyaya katılmasının tek bir nedeni olabilir.İktidar odaklarının suyuna gitmek,başka bir değişle dev medya kuruluşlarının bir günde alaşağı edildiğinden ders alıp işi riske etmeden su gibi geçinip gitmek…

“Dördüncü güç”,”üçüncü göz” olarak kabul edilen medyada neler oluyor medyum medya ?nereye koşuyor?? Beğenelim beğenmeyelim Türk medyasının simge isimlerinden biri olan Emin Çölaşan?ın işine son verildiği yetmezmiş gibi güç odaklarıyla çatışan Bekir Çoşkun, Tufan Türenç, Yalçın Bayer gibi usta kalemlerin de susturma girişimelerinden sırasıyla nasibini alacağı söylentiler arasında. -Devamı »

Mitolojiden destanlara,felsefeden kutsal kaynaklara her şeyin ilki ve öncesinin su olduğu söylenir.

Denizlerin ve dingin suların efendisi Poseidon?dur ama muhtemelen evrende her şeyin ana maddesi olarak suyu gösteren Thales?ten önce su en eski en kutsal madde olduğundan su adına and içilir. Sümer mitolojisinde ise su, yaratmanın tanrısı olması yanısıra zeka tanrısı olarak da bilinir.

Thales, herşeyin ana maddesinin su olduğunu söylerken belkide çoklukta birliği kastetmiştir; gördüğümüz çokluk birlikten meydana gelmiştir. -Devamı »

Bugüne kadar olmamış gerçekleşmemiş yeni bir şeyi ortaya koymak bilimin ayırt edici özelliği elbette. Ancak diğer yandan bilim süreklice bir ilerlemeler bütünü olarak karşımıza çıkmıştır tarih boyu.

Her ne kadar bu çelişki gibi görünse de bilimsel verilerin argümanların yerli yerinde kullanılması yeni bir şey yaratmak ortaya fikir atmak bakir düşünceler  üretmek bilimsel bir çalışmanın temel öğelerinden birini oluşturuyor. -Devamı »