Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce
Düşünceler Düşünce » 'Köşe Yazısı' kategorisine ait yazılar (Page 27)

Yaşanması zor bir yaşamı sürdürüyoruz.Eylemlerimizi her zaman olayların seyrine göre düzenlememiz olanaksız.yaşamak hiç kuşkusuz dile getirmenin tersidir.

“Üç kez tanıklık etmektir;sessizlikte,ateşte ve kımıltısızlıkta. Dünyanın bir üstün anlamı olduğuna inanmıyorum.ama onda bir şeyin anlamı bulunduğunu biliyorum.Bu da İNSAN.Çünkü anlamı bulunmasını zorunlu gören tek varlık o.

Bu dünya en azından insanın gerçeğini taşıyor.Bizim görevimiz de,yazgının,kendisine karşı ona akılsal gerekçelerini vermek.İnsandan başka gerekçesi de yok.Yaşam konusunda verdiğimiz düşünceyi kurtarmak istiyorsak işte onu kurtarmamız gerekir.? -Devamı »

?Felsefe çift yüzlüdür, söndürülmeyen metafizik iç güdü dünya ve hayat bilmecesinin çözülmesine yönelir bundan dolayı filozoflar, din adamları ve şairler akrabadırlar.? İster Homeros yazsın aşağıdan yukarıya ister tanrı göndersin yukardan aşağıya yada filozof yazsın akıllı budala, yolculuğumuz hiç kimsenin ülkesine en iyisi mi deyin siz Agora Meyhanesine.
Sonbaharın tatlılığı yağmurlarla kasımı kucakladığında akrep burcunu ortalar. Tüm gece açık gözlerle uyuyor çünkü tabiat onların kalplerini böylesine dürter, işte o zaman insanlar bu ülkeye gitmeyi düşler. Bu ülkeye varmak için imanımla yola koyulduğumda bir hana vardım da gece çöktü başıma kapıyı araladığımda biri ?su? verdi bana tam içerken ılık bir nefes vurdu anlıma ilerleyince kendimi buldum tarikat arasında ve ortalarında bir hoca, ?müzik ve armoni? diyor saymayı öğretiyor galiba: ?seni bir öpsem, ikinin hatırı kalır, iki öpsem üçün boynu bükük.?
Değişik pek çok kişinin yolları birleşmişti hiç kimsenin ülkesini bulmada odalar koridorlar pek genişti burada ne kalmıştı ki varmak için murada. -Devamı »

Henüz Adem ham elmayı koparmaya yeltenmemişken Gazap Üzümlerini kopardım ince ince dallardan Fareler ve İnsanlara eşit dağıttım diye kovuldum güvendiğim dağlardan. Cehennemde bir mevsim geçirdim. Denizaltında İkibin Fersah sürüldüm, sonra Eciniler arasına düştüm. Yeraltından Notlar gönderdim. Bir Kumar oynayıp Suçumu Ceza veren İnsancıklara rağmen Başkaldıran İnsan oldum. Yabancılaştım Veba gibi sardı etrafımı keskin çizgiler. Yıkıldım. Düşüşüm kaçınılmaz olurken de Değişimi Dava edinmekten vazgeçmedim.
Savaş ve Barış arasında gidip gelmedim. Anna Karanina?ya rağmen Don Kişot gibi yel değirmenleriyle bile savaşmamak adına barış illaki barış dedim. -Devamı »

Irak?ta bumergan. 1. Körfez Savaşı 2. Körfez Savaşı olarak geri geldi .12 yıl dolaştı, şimdi fırlatıldığı yere ulaştı. Eski yerinde duruyor şu an.
Irak, bazılarına göre harp aletiyle çalınan birleşik bir makam sadece. Kimilerine göre ?gönülden ırak olsa bile gözden ırak değil?, tüm dünyanın gözlerinin önünde parça parça, liğme liğme. Diken içinde kirpi gibi. Bir kıymık daha batsa, kara altın ve dolar yeşili petrolü saracak kırmızı kan. Yitirilen zaman bir yana, ya on binlerce kayıp can?
Yine savaş sözcükleri dolandı dillere. Yine emir verdi Amerikan Şehzade (Bush), nasıl uymaz Savaşzede (Saddam). Önemli olan şerefli tanışmak madalyaları göğüste (!) Oysa geçmişi değiştiremeyiz belki ama gelecek hala elimizde.
Irak?la 1. Savaşta haremlik selamlık olduysak da, huzura gidince Kürşat Efendi (Tüzmen) Hünkar beğendi hemhal olduk şimdi. Amerika?ya göre bu savaşta bizim köprü olmamız biçilmiş kaftan. Nasıl olsa modelimiz uygun; laik, demokratik ama Müslüman. Rejim değişikliği çıkmalı mutlak torbadan. Irak?a petrol için yanaşıldığı ise büyük iftira hatta hezeyan (kendimiz için istiyorsak namerdiz.) -Devamı »

Şubat denilince aklınıza ilk ne gelir? Kim gelir?
Şubat aklınızı ilk önce kimi getirir? Soğuğu mu, karı mı? Sevgiliyi mi, aşkı mı? Ya da önceden yaşanmış herhangi bir anı mı?
Şubat, ?bir hayalle bile yola çıksa gerçeğin keskin bakışını değiştiremez?, çünkü ömrü kısa. Hep bir tarafı ezik, diğer aylara göre biraz eksik, planları programları hatta ?nemaları? altüst eder, güvenilmez ona asla.
Mitolojide, ölülerin hatırlandığı ve tanrılara şarap sunulan yılın on ikinci ayı şubat… Şubatı uğursuz sayan ve biran önce bitmesini isteyen Romalılar bu ayı diğerlerinden daha kısa tutuyorlar. Bu durumun modern takvimlerde de devam etmesi belki de bundan. Astrolojide kovanın içine balığın girme ayıdır şubat. (Happy bhirtday Boze)
Yaşanılan sene ile ilgili niyetlerin, rejimlerin, daha da önemlisi ?darbelerin? uygulandığı ay ocak değil, sanılanın aksine tüm bu kararların hayata geçirildiği, ama yine de kendi koyduğumuz kuralları yine kendimizin ihlal ettiği aydır şubat.
Söylenmesi gereken en alacalı sözlerin bulunmak istendiği söylenmesi gerekenler dışındakilerin icat edildiği bazen başka, başka olduğumuz, bazen başkalaştığımız, kimi zaman yanıldığımız, kimi zaman da yanıldığımızı sandığımız için yanıldığımız, maalesef arada bir de yanılttığımız sevgililer ayıdır şubat. -Devamı »