Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce

Irak?ta bumergan. 1. Körfez Savaşı 2. Körfez Savaşı olarak geri geldi .12 yıl dolaştı, şimdi fırlatıldığı yere ulaştı. Eski yerinde duruyor şu an.
Irak, bazılarına göre harp aletiyle çalınan birleşik bir makam sadece. Kimilerine göre ?gönülden ırak olsa bile gözden ırak değil?, tüm dünyanın gözlerinin önünde parça parça, liğme liğme. Diken içinde kirpi gibi. Bir kıymık daha batsa, kara altın ve dolar yeşili petrolü saracak kırmızı kan. Yitirilen zaman bir yana, ya on binlerce kayıp can?
Yine savaş sözcükleri dolandı dillere. Yine emir verdi Amerikan Şehzade (Bush), nasıl uymaz Savaşzede (Saddam). Önemli olan şerefli tanışmak madalyaları göğüste (!) Oysa geçmişi değiştiremeyiz belki ama gelecek hala elimizde.
Irak?la 1. Savaşta haremlik selamlık olduysak da, huzura gidince Kürşat Efendi (Tüzmen) Hünkar beğendi hemhal olduk şimdi. Amerika?ya göre bu savaşta bizim köprü olmamız biçilmiş kaftan. Nasıl olsa modelimiz uygun; laik, demokratik ama Müslüman. Rejim değişikliği çıkmalı mutlak torbadan. Irak?a petrol için yanaşıldığı ise büyük iftira hatta hezeyan (kendimiz için istiyorsak namerdiz.)
Bağdat, Mezopotamya çanağının ortası, petrol gelirleriyle sanayileşmeye çalışan, bir zamanların Medinetül Selamı (Esenlik Kenti), sayılı kültür merkezi. Onlarca taht kavgalarına ve savaşlarına rağmen ayakta durmaya çalışan, tarihi ve estetik görüntüsünü yitiren çileli kent. Önceden sora sora bulunan, artık her yol ona çıkan, Bağdat?ta şimdi her gün kıyamet günü.
?Barış yapmayı bilen değil savaş yapmayı bilen? uygarlıklar dolaşır durur Bağdat semalarında. Yine de bir çok uygarlık sonuna kadar dayanamadı. Birbiri ardına yok olup gittiler. Şimdiyse köleleştirdikleri kitlelerin, ağır kayıpların karşılığını vermeyi başaramayanlar eski yerlerini yeni söylemleriyle geri geldiler.
Şöyle denmek isteniyor galiba: ?Savaş ölümün bayramı olabilir ama barış istiyorsan savaşa hazır ol.?
Sallanan her rejim; son çare olarak, savaş açarak halkın desteğini almaya çalışır. Ancak savaş garip bir hastalıktır ve bulaşıcıdır.
Saddam çıkardı hançeri kınından, vurdu Irak?ı sırtından şimdi konuşuyor: ?Bu çağın Moğollarını, Bağdat kapılarında yeneceğiz.?
Bush Irak-İran savaşında molla rejiminin dünyayı tehdit edeceğine inandığından Saddam?ı destekleyen ve bir Frankeystain yarattığı iddia edilen can sıkıntısı çeken ise konuşlandırıyor: ?Irak?a Türk topraklarından geçirmek istediği 80.000?den 15.000?e güçlükle indirildi. Ayrıca Ankara?yı destek vermeye ikna etmek için ekonomik yardım paketi çerçevesinde helikopter yolunu açtı.?
Artık bizi uyutma Amerika uyuduk ama büyüyemedik!
?Savaş vahşi bir ormana girse ve hiçbir işaret levhası olmasa o yine yolunu bulur.? Bugün savaşa karşı olanların Saddam?ı barışa ikna etmesi yetmez. Amerika?nın da dizginlenmesi gerekir.
?Tarih tekerrür ede ama senaryo her seferinde yeniden yazılır.? ?Yeni bir tarih yapmak, yeni bir oyun sahneye koymak? belki de savaşlar bunun içindir. Oyunu kurallarına göre oynama isteği ise, izleyicilerin erdemidir oyuncuların değil.
Irak?ta ölüm melekleri, yine borularını tüttürüyorlar. Yine halkın gözlerinde kanlı bulutlar. Bu bulutları büyütmeye çalışanlar, bilmelidirler ki; başkalarının hayatlarını kararttıklarında bu karanlık onlara da yansır, geri döner. Tıpkı bir bumerang gibi.
Nedeni belirsiz savaşların rüzgarı bu, savaşmak barışmaktan kolay çünkü. Ok yaydan çıktı bir defa. Hem artık müdahale etmezse küçük düşecek Amerika. Ya bölgedeki askerin morali bozulmaz mı o zaman?
1. Oyuncu Saddam: İran?a saldıran 8 yıl savaşan, Kürtlere karşı kimyasal silah kullanan. Kuveyt?i işgal eden, kendini %100 oranında başkan seçtiren, tüm dünyaya meydan okuyan, şimdi Bağdat?ta saklambaç oynayan.
2. Oyuncu Bush: ?Baba? ?oğul? ?savaş? kutsal üçlemi. 1. Körfez Savaşı?nın şüphesiz galibi. ?11 eylül olayını? gerçekleştirenlere ulaşamayınca bu olayı 1. Oyuncuya yükleyen sonra güç kullanmadan güç yığarak caydırmak istediğini söyleyen (!) Hem seven hem döven. Önce bombalar uçuşur havada, sonra Lolipop, Bonibon, Topitop Tofita.
Yedek kulübesi Türkiye: Kore Savaşı?nda can kaybını paylaşan, Soğuk savaşta NATO?nun kalesi olan, 1. Körfez Savaşı?nda istenenleri sağlayan yine de en çok zarar eden, önce kusursuz şimdi biraz huysuz stratejik müttefik. Seyirciler; Halk ve askerler (çıkacak sonuçla beraber izleyebilecekleri son oyun).
Oyunun kuralları: Kural yok. Sınırları: Kırmızı hat
1- Yukarı tükürsek kırmızı hat meşgul çalacak.
2- Aşağı tükürsek kırmızı hat petrol yolları tıkanacak.
Diyeceğim O ki; Ne Amerika şekeri, ne de Arab?ın yüzü bitsin artık savaş sözcüğü.

Değişim Gazetesi
(03.02.2003)

Yorumun ne olacak?