Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce
Düşünceler Düşünce » 2009 (Page 5)

Bu pencereden seslenmeden önceki adım Hayal Yamyam ?dı adeta. ismimle müsamma denilen cinslerden biri olduğumu bilmeyen  kaldı mı hala acaba? Hayal olurum gündüz vakti gezinirim oradan oraya, dolaşırım bir çok zihni… Karıştırırım en çok inanılan fikri..Filozofum ne de olsa canım isteyince deli, arada sırada da dahi …

Sözlerimi pazara çıkardım sanmayın dertlerimi sizlere açtım. Siz de derinlik kazandırdınız bu dertlere bir güzel, ondan sonra olanlar oldu işte… Belki de kendimizi ararken birbirimizi bulduk. Sonrası “geçiyordum uğradım bakalım yaraların benden derin mi?” durumu oldu besbelli? -Devamı »

(HY ÖLÇÜSÜNDE 3D KALİTESİNDE)

ey küçükken kaygısız korkusuz, büyüdükçe kuşkulu, vehimli,yaşlandıkça aksi ve hırçın hayalet,

söyle neden bilinçle korkak ediyorsun bizleri bizlere,

ey bozuk aksan, lal olsun dilin, bu ne biçim oyun ki dinmiyor tufan,

ey ulu sazcı durmazmısın bir an?

çığrından çıkmış devirdir bu devir, kendi içindeki dikenler kanatsın vicdanını dilerim an be an, insan olmayı başarırsan eğer vasiyetimdir  herkese layılığıyla değil kendi şerefin ölçünde davran… -Devamı »

Nisan ayının Mona Lisa gibi yarı gülen, yarı hüzün lendiren perdesi aralandı;neredeyse ortasındayız artık. Nisanla doğa kış uykusundan uyanırken, insan da bu uyanıştan nasibini alır.

Zaman zaman da bu değişimden şikayetsiz;oradan oraya sürüklenen insanın gönüllü uyumsuzluğuyla barışık olduğunun görülebileceği anlara nisanda rastlamak mümkündür.

Bir semptom gibidir nisan; geldi mi gönül artık senatoryumdadır. Teşhisi uzun süren, tedavisi imkansız , adına aşk denilen hastalıklara toplu kayıpların verildiği zaman nedense hep bu aydır. Hele bir de bulutlarda gezinirken, zamansız ayrılıklara yakalanmışsa seven;yalan öksürür  yalan cıktan ölür kızılcık şerbeti kıvamında kan tükürür -Devamı »

Büyük bir kıtada büyük bir köy var idi.

Adı …idiler köyü idi.

..idiler köyünde bir seçim arifesi bir de bayram havası ayrı ayrı gerçekleşiyor idi.

Ancak saatler vaatlere yetmedi.

Evlerin kimine su, kimine çikolata,kimilerine ise kömür ve hatta  beyaz eşya gönderiliyor idi.

Kimisi “millet dedi hizmet” dedi sen “Türkiyesin büyük düşün” dedi. -Devamı »

Bir biyolog arkadaşım “evrim teorisini felsefinin konusu yapmak dinin kucağına atmaktır” diyordu. Bir bakıma haklılığını aşağıdaki yazıda kendi penceresinden bakan Gilman adlı yorumcu da doğruluyor gerçekten.

Bu da bize Evrim Teosinin konusunun biyoloji mi yoksa, felsefenin mi konusu olmasının, aslında çok da önemi olmadığını gösteriyor.Çünkü, konuya biyoloji veya felsefe açısından bakmaktan ziyade, bizi biz yapan dünya görüşümüz ön plana çıkıyor.

Sanat,din, ideoloji günlük yaşayışımızda kullandığımız bireysel ve toplumsal değerlerin tamamı, bizim dünya görüşürümüzü belirlerken; ister istemez değer yargılarımız oluşuyor biz fark etmeden . -Devamı »