Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce

Dolu dizgin mi yoksa, ağır çekim bir zaman mıydı  bilinmez; arafta kaldığım,kendime katlanamadığım bir anda başladı yazı yazma serüvenim. Üniversite son sınıf güz döneminde, okuldan arkadaşım  Hale ‘yle küçük sempatik bir pastane açmak istemiş, ailelerimizin katkısıyla bunu  kısa süre içinde gerçekleştirmiştik.

Öyle  imalatla uğraşacak falan değildik.Birkaç ünlü firmayla kısa süre içinde anlaştıktan sonra, bize sadece bu marka olmuş tatları sunmak kalacaktı.Gelin görün ki kazın ayağı hiç de öyle olmadı çünkü, ticaret bize göre değildi  , serde filozof olmak bir yana, içimizdeki okuma aşkı bir türlü sönmüyordu. 

Dolayısıyla önce Hale “ben yüksek lisans yapacağım” dedi ve gitti. Ben ise şaşkın ördek gibiydim. Ait hissetmediğim bu işyerinden kendimi  bir yerlere konumlandırmaya çalışıyorken, bir sabah genç biri başıyla selam vererek içeri girdi. Elindeki  gazetelerden birini masama sessizce bırakıp gitmek istedi.

İzin vermeyince sinirlendi ama belli etmemeye çalıştı. Nedenini öğrenmek isteyince, “gazetedeki yazarlar hem kötü yazıyor, hem de yanlış bilgilendiriyor” der demez bu genç çocuğun gözlerinin parladığını görünce şaşırdım kaldım. Çok sonra anladım gazete dağıtan gencin sevincinin sebebi meğer yazıları okuduğumu söylemem imiş.

Söyleyip söylememek arasında kararsız, ” o halde siz bize yazın” dedi. Aslında elimde birkaç yazı vardı Betül Hocanın(Çotuksöken) öğüdünü dinlemiş; okuduğum kitaplarla, yaşadığım olaylarla  ilgili birşeyler karalamıştım ama bu yazıları henüz birileriyle paylaşma fikrinden çok uzaktım.

Hem felsefe yazılarını kim okumaya gerek duyardı ki, dolayısıyla “gazeteye ağır kaçar ancak bu  yazılar dergi için uygun olabilir” dedim ve genci gönderdim. Ancak delikanlı gittikten takriben beş on dakika sonra biriyle birlikte içeri girdi.

“Merhaba” dedi beraber gelen adam, ” ben gazetenin genel yayın yönetmeni Yunus Arıkan, sizinle tanışmaya geldim.” Derken yazı yazmam gerektiği konusunda o kadar ama o kadar çok sözler sarfetti ki ” bilgi paylaşılmalı” dedi, “paylaştıkça amacına ulaşır” dedi, ” öyle sırça köşkte yazı yazmakla olmaz efendim dedi, felsefenin korkutan imajı değiştirilmeli” dedi, ” bunu en iyi felsefeciler değiştirir” dedi,dedi ha dedi,en sonunda  beni ikna etti.

“Kendi ismimle yazmam” dedim “olmaz” dedi, “her hafta yazamam” dedim  “olmaz” dedi, “güncel yazamam” dedim, ” olmaz” dedi. Hasılı, beni delirtti gitti ama nasıl olduysa yazı yazma maceram başlamıştı.

Tek şartım yazılarımın sansüre uğramamasıydı neyseki Yunus Hoca bunu kabul etmiş ama yine de bıyık altından gülümsemişti. Daha sonra da yazı yazdığım her yerde tek şartım bu oldu özgürce yazmak. Sadizmin kurucusu Marquis de Sade ile ilgili yazdığım yazı bile sansürsüz yayınlanmıştı.Yazılarıma ufak tefek rotuj yapmak istendiğinde ise yazılarımı çekip gitmesini bilmiştim.

Daha sonra yazdıkça yazdım yetinmedim. Haftalık dışında  aylık dergilere de yazılar yazıyordum artık, gazete, dergi derken bir ara işyerlerine sloganlar, evlenecek olan aile yakınlarına davetiyeler yazar olmuştum. Anlayacağınız özgüven patlamasıyla  ince yazılara da el atmıştım.İnternetin dünyada etkisi ve kolay erişimi üzerine netten yazılar yazmaya başlamıştım.

Yazılarım onlarca sitede paylaşılırken,farklı farklı illerden hatta bazen yurtdışından felsefe hakkında bilgi vermek adına konuşmacı olarak davetler alıyordum.Üstelik İstanbul Üniversitesinde petagojik formasyon almak adına Dil Felsefesi üzerine yüksek lisans yapıyorken, “gazetecilik üzerine yüksek lisans yapabilir miyim acaba” diye sesli düşünüyorken, tanıyanların  anlaşılır olmak adına isabetli karar olarak görmelerinin gerekçesi ise, yazdıklarımın  daha geniş kitlelere ulaşması imiş sözde ama bana sorarsanız bu bal gibi özde eleştiriydi.

Marmara Üniversitesinde Genel Gazetecilik bölümündeki mulakata girdiğimde  “neden gazetecilik bölümü ? “ diye sorduklarında, aslında köşe yazarlığı yaptığımı ancak  bilimsel yazı tekniğini  ehil kişilerden öğrenmenin daha sağlıklı olacağını belirttiğimde, böyle bir tekniğin onlarda mevcut olmadığını söylemişlerdi.

Yıkılmıştım. Hiddetle üniversitenin internet sitesinde,bu bölümde  yüksek lisans yapmadaki amaçın içeriğinde böyle yazıldığını, buna istinaden başvurduğumu belirttiğimde, hocalar yazılarımı görmek istemiş ben de yazılarımdan oluşan  bir kaç örnek göstermiştim.

İtiraf ediyorum Fildişi Kuleden İnen Entellektüel ile Oidipus Kompleksi tam da mulakata girdiğim hafta bilinçli olarak yazdığım yazılardı, çabam boşuna gitmemiş deyim  yerindeyse göle çaldığım maya tutmuştu.

Felsefe gibi soyut bir bölümden son derece somut olan gazetecilikle daha da zenginleşmiş,felsefeci olarak olarak başladığım yazılarıma gazeteciliği de eklemiş kendimce bir nevi ehliyet sahibi olmuştum.

Şimdi artık 10 yıllık yazar geçmişim var inanılır gibi değil gerçekten zaman çok hızlı geçiyor ve bu zaman zarfında gazeteden internete bir çok yazım yayında… Bu yazılar harf harf yaşadıklarımdı. Sevincim, üzüntüm, itirazım, gözyaşım kahkaham, çığlığımdı.

Ve ne mutlu bana ki www.hulyayalim.com  bugün 23 Nisan 2011’de birinci fazdan  beşinci yıla girerken, birileri ülkemizin  en ünlü yazar çizer eğitimci bilim adamları ile 100 yılın düşünürü? arasında beni aday gösterme teveccühünü gösteriyor  . Bırakın listede , üst sıralarda yer almayı bu değerli insanlarla anılıyor olmak bile yeterince onur verici.

 Beni buna layık gören destek veren,tüm düşünce dostlarına teşekkürler….

Hülya YALIM 

www.hulyayalim.com

20 yorum yazıldı

  1. Hülya Yalım dedi ki:

    Çok teşekkür ederim Yunus Hoca,yazılarıma hayranlık duymanız beni onurlandırıyor gerçekten,farkında değilsiniz ama mesleki anlamda kendimi beğenmem de hep bu sözleriniz yüzünden 🙂

  2. Hülya Yalım dedi ki:

    Yorumun için teşekkür ederim,her zamanki gibi ince esprili kardeşim benim.İşin doğrusu “10 Yılda 100 Düşünür Arasında Olma” yazısının biraz da müsebbibi sensin “fazla mütevazi olma gerçek sanırlar” deyip durdun yıllarca.Ben de 5.yıl münasebetiyle bu yazıyı kaleme aldım.Yoksa bu sitede yıllar önce bir arkadaşımın tesadüfen görüp haber vermesi üzerine yer aldığımı biliyordum.
    Sen benim sadece kardeşim değil, beni anlayan dostumsun da unutma.Varlığın yaşamı renklendiriyor iyi ki varsın!

  3. yunus arıkan dedi ki:

    Önemli olan nedir biliyor musunuz?
    Önemli olan cevheri keşfetmektir… İnsanın kendi içinde veya başkalarında… Bunun için de önce bakmak gerek. görmek niyetiyle bakmak gerek… Sonrasında zaten kişi kendisini ele veriyor… Seninle ilgili söylenecek o kadar çok şey varken ben üç sözcükle bunu anlatmaya çalışacağım. Sen bir cevherdin, seni keşfetmek bana kısmet oldu. Hepsi bu… Ben görmemiş olsaydım bile sizi mutlaka birileri bulacak ve bugünkü noktanıza gelecektiniz… Çünkü siz, azimli, inatçı kendini beğenmiş (mesleki anlamda) dik, inatçı, boğazında boğumları pek olmayan ve sözcüklerin süzülmeden doğrudan doğruya çıktığı birisisiniz… Biliyor musunuz iyi ki öylesiniz… İyi ki boğumunuz yok ve sadece kendinizsiniz. O nedenle bugün buradasınız ve O nedenle benim sevgili arkadaşım, yazılarına hayranlık duyduğum meslektaşımsınız… Sevgi ve dostlukla…
    Yunus ARIKAN

  4. serkan dedi ki:

    Hülya hanım öncelikle seni tebrik etmiyorum, ayrıca birincisin diye bizi hiçbir şekilde onurlandırmış da değilsin. Sana yazılan yorumların bazılarında yazdıkların ile ilgili çok gurur verici olduğu söylenmiş ona da katılmıyorum…
    Nedenine gelince; Seni çok iyi tanıyan biri olarak, 100 düşünür arasında birinci olmanı bırak, gelmiş geçmiş 100.000 düşünür arasında birinci olsan bile şok olmam. Aslında Türk milletinin tüm fertlerinin, senin okyanuslardan büyük bilgilerine, azmine, mütevaziliğine, senden feyiz almalarına ihtiyacı var. Seni bu birinciliğe layık gören herkese ne kadar teşekkür etsem de, asıl senin varlığın için Yaradana ne kadar çok şükretsek azdır. Sensiz sadece düşünceler, felsefe değil hayat düşenemiyorum. Ablammmmmmmmmmmmmmmmmm!

  5. Hülya Yalım dedi ki:

    Felsefe okulu görünmek ne büyük gurur.Felsefeyi biraz olsun sevdirebilmişsek amacımıza ulaşmışız demektir,yorumlarınızla yazılara her zaman renk kattınız ama daha da önemlisi kendi çektiğiniz fotograflara yazılar yazarak http://www.yazarvizor.com gibi farklı bir siteyle yayım hayatına girdiğiniz sene en iyi blok ödülü aldınız bu tesadüf olmasa gerek.
    Vezir Vizör Şah Yazar adlı yazımda http://www.yazarvizor.com/vezir-vizor-sah-yazar/ tam da bunu anlatmak istemiştim. Teşekkürler İsmet Bey,
    nice yazıları en güzel karelerle süslemeniz dileğiyle!

  6. Hülya Yalım dedi ki:

    Yazdığın her şeye inanıyorum canım arkaşım, acı tatlı nice günlerimiz oldu,pastanede bizi sıradan esnaf zannedip ziyaretimize gelen bürokratlarla felsefe söyleşileri yaptığımızı hiç unutmuyorum.
    İşlerimiz,okullarımız ayrıldı ama düşünce birliği içindeydik.
    Desteğin dostluğun hiç eksilmedi. Mantık derslerindeki hocamdın her zaman minnettarım Hale seninle herşey güzel 🙂

  7. Hülya Yalım dedi ki:

    iyi ki yazın dünyasına ucundan kıyısından da olsa katılmışım iyi ki senin gibi Nilgün gibi yazarları tanımışım teşekkürler Legri,birlikte çılgın projeler yaratmak dileğiyle! 🙂 🙂 🙂

  8. Hülya Yalım dedi ki:

    sizin de emeğinize sağlık Didem hanım çok teşekkür ederim.

  9. Hülya Yalım dedi ki:

    çok teşekkür ederim Fatoş teşekkürler ORS GRUP.

  10. Hülya Yalım dedi ki:

    teşekkür ederim abilerin en güzeli.O şeref bana ait.

  11. İsmet Nakipoglu dedi ki:

    HÜLYA YALIM FELSEFE OKULU
    Siteyle ilk tanışıklığım, yaşadığım şehirde yayınlanan yerel bir gazetedeki yazısı ile oldu.
    hülyayalim.com bir felsefe okuludur.
    Neden mi?
    Sitede yer alan yazıların yaşamı sorgulama etkisi, bende sorgulama bilincini geliştirmekle kalmayıp; kimi ve birçok yazıya yorum yapma tepkisine ve yazma refleksine neden oldu. Bunu yapmam için çok daha fazla okumam gerekti. Bir refleksle başlayan yazı yazma isteğinin de ardı akası kesilmedi. Bu farklı mecralarda yazma ile devam etti.
    Bu farklı mecralar mutlu etmemiş olacak ki günün birinde hülyayalim .com un teşvik ve desteğiyle; kendi sorgu ve fotoğraf paylaşım alanım olan yazarvizor.com doğdu ki bu sitenin isim babası Sayın Hülya Yalım?ın kendisidir.
    Bu anlamlı yazınızda söz ?yazma? eyleminden açılmışken; yaşam serüvenimizde bizi hiç yalnız bırakmayan en değerli varlığımız olan eylem ve düşüncelerimizi kayıt altına alarak uygarlığa yapmış olduğu hizmetlerden dolayı ?yazıya ? teşekkür etmemiz gerekiyor.
    Sorguladıkça okudum, okudukça öğrendim, öğrendikçe farkına vardım. Farkın dalaştıkça özgürleştim?
    Bu yüzdendir ki:
    ? Felsefe okuluma; sorgulamanın egemen olacağı, nice duru 23 Nisanlar diliyorum. 🙂 🙂 🙂 …

  12. DİDEM AHİ dedi ki:

    Hülya abla 100 düşünür arasında ilk sırayı alman gerçekten bizler içinde çok gurur verici.Bundan sonraki hayatında da başarılarının devamını dilerim.Ayrıca kaleme aldığın her kelime için emeğine sağlık.

  13. Fatoş Şahin dedi ki:

    Hülya ablacığım ORS GRUP çalışanları olarak seninle bizler de gUrur duyuyoruz.
    Tebrikler.

  14. Oktay Yalım dedi ki:

    HER ZAMANKİ GİBİ KÜÇÜK KARDEŞİMLE GURUR DUYUYORUM.
    NE MUTLU BANA Kİ VARSIN!

  15. legri dedi ki:

    Çok tebrikler Hülya’cım… Okurların olarak daha sık yazmanı istiyoruz ama… Nilgün Hanım’a katılıyorum, seni tanımamış olsaydım benim de hayatımda büyük bir eksik olacaktı.
    Sevgiler

  16. müge hale çifçi dedi ki:

    Hülyacığım ne kadar mutlu oldum, duygulandım anlatamam. ‘yazmalısın hülya’ diye ısrar ettiğimde ‘kim okur hale’ dediğin günler aklıma geldi. birgün çok ünlü bir yazar olacağına dair inancım büyüktü. hele 100 düşünür arasında gösterilmek! Aman tanrım! Bu benim bile havsalamın almayacağı bir şeydi. Müthiş! Kelimeler düğümlendi boğazımda. Beni yanıltmadın arkadaşım. Bu yolda daha nice başarılarla yürüdüğünü görmek beni enaz senin kadar mutlu edecek. bunu biliyorsun. “yazın dünyasının usta kalemi” yolun açık, zihnin aydınlık, kalemin şahsiyetli olsun. sevgiler… pastaneden hale.

  17. Hülya Yalım dedi ki:

    her zamanki gibi çok incesiniz Tomrukcan teşekkürler .

  18. Hülya Yalım dedi ki:

    çok teşekkür ederim Nilgün ben de sizinle tanıştığıma memnunum.

  19. NilgüN dedi ki:

    Tebrik ediyorum Hülya Hanım. Sizi tanımamış olsaydım, hayatımda hep bir kare eksik kalacaktı. Varolun.

  20. Tomruk CAN dedi ki:

    Hocam kutlarım. Başarılı çalışmalarınızın devamını dilerim :))

Yorumun ne olacak?