Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce

Geçen yazıda, hastalıklı zihnin oluşturduğunu iddia eden, hatta hastalıklı alfabetik sıralayan ?Hastalıkların Zihinsel Nedenleri? adlı kitaptan söz etmiştik.

Kitaba inanıp inanmamayı size bırakmıştım fakat, bu hafta kitabın en önemli eksikliğinden söz etmeden geçersem, hatalı olmasa da eksik bilgi vermiş sayarım kendimi.

Hani hastalıklar alfabetik sıralamaya göre düzenlenmiş, aklınıza gelecek tüm hastalıklar için de mevcut demiştim ya… Yalan, hem de kuyruklu yalan.

Hani nerede? Bir halkın, bir grup insanın diğer halk ya da insanlardan farklı olmakla kalmayıp, aynı zamanda diğerlerinden fiziksel entelektüel ya da ahlaki bakımdan daha iyi, daha güçlü, daha yüksek ya da yaratıcı olduğunu, bu üstünlüğün atalardan miras alınmış olan biyolojik farklılıklardan kaynaklandığını savunan, ?IRKÇILIK!?


Nerede? Belli bir amaç için başkalarıyla sadece kendi menfaatleri doğrultusunda hareket edip, bir gruba yahut bir kişiye yanaşılıp yaklaşılan Napolyon?un da değindiği gibi ?İnsanları harekete geçirmek için iki maniveladan biri olan?, ?ÇIKARCILIK!?

Verilen görevin yerinde ve zamanında yapılmaması, bir işin üstlenilme acizliği, üstelik bu da yetmezmiş gibi, savsaklanma hastalığı, ?SORUMSUZLUK!?
Bir şeyin aslına uygun şekilde yapılıp aslı diye yutturma, başkalarını aldatarak kendine fayda sağlama hastalığı, ?SAHTEKARLIK!?

Eşit niteliklere sahip olan iki insan arasında birinin diğerine Özellikleri üstün geldiği için değil, yakınlık bağı, fikir bağı olduğu için veya menfaati gereği tercih edilme hastalığı ?AYRIMCILIK!?
Ya çıkarları için, hem de horlanma pahasına kendi kişiliğinden ödün verme hastalığı, ?YALAKALIK!?

Bir de, yaranmak için kendinden üstün olanlara karşı yapma bir hayranlık ve abartılı saygı gösterme, bazı kişiler önünde eğilmekten gocunmayan ve özellikle siyasilerin yanında bolca türeme hastalığı, ?DALKAVUKLUK!?

Ayrıca, başkasının işini halletmek için yasa, kural, doğruluk tanımadan, bu amaca ulaşmada her yolu muaf bilme, uymasa da uydurma hastalığı, ?İŞTAKİPÇİLİK!?
Savaş yapmaktan usanmadan, kan akıtmaktan bıkmayan, aldığı canlarla bir anlamda nekrofilli hastalığı, (ÖLÜ SEVİCİLİK!)

?Hallederizcilik?, ?sen benim kim olduğumu biliyor musunuzculuk??, ?adam sendecilik?, ?ben bilirimcilik?, ?ben dememiş miydimcilik?, ve artık kronikleşmiş hastalıklar kategorisinde görülen habisleşen ve hatta patalojiye gönderilmesi gereken ?rüşvetçilik?, ?hortumculuk?, ?kapkaççılık?, ?mafyacılık.?

Her ne kadar bu hastalıklara isim konulsa da teşhis konulmuş gibi algılanmasın. Tedavilerini sorarsanız, insanlık tarihi boyunca bulunamadı, bu gidişle de bulunamayacak galiba.
Bu hastalıklara yukarıda sözünü ettiğim kitapta ne yazık ki rastlayamadım. Kitaptan ayrıldığım nota, doğaya müdahaleyle bozulan ekolojik denge ve delinen ozon tabakasıyla virotik, biyolojik ve genetik kökenli hastalık riskleri artmış. Bunun sonucu psikolojik, dolayısıyla sosyolojik yıkımlar yaratmış olabilirler.

Ancak, zihni ilişkilendireceğimiz nokta yüksek ihtimalle üzerinde durduğumuz, sözünü ettiğimiz hastalıklardır her halde. Bu hastalıklar toplumları ve insanlığı şüphesiz ki, en baştan beri tehdit ettiler ve hala etmekteler. Asıl bunların nedenlerini araştırmak gerekli.
Düşüncelerimizi kirletmemek dileğiyle…

(29.09.2003)

Hülya YALIM

Yorumun ne olacak?