Nerede ne zaman kulağıma çalınsa, ister “simsiyah gecenin koynunda” ister gün ortasında hüzün dolu bir yalnızlık şarkısıdır benim için dönence.
İçinde barındırdığı sözlere rağmen umut ışığı yok gibi gelir nedense…
Ne Oğlak ne de Yengeç…
Dönence Nobokov’un Karanlıktaki Kahkaha’sı…
Kosinski’nin Boyalı Kuş’u…
Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi gibi değişime uğratıyor tanıdıkça…
Devir değiştikçe bıraktığı tat da değişiyor adeta.
Kafalarda medcezir “çatlamış dudaklarda ne bir ses ne bir nefes” dönence sözün bittiği yerdir biraz da…
Hayatın anlamını arayıp durur kendince…
Dilden dile pervane…
Deli dolu divane… -Devamı »